Güneş tepeyi vurduğunda yollarımızın da ayrıldığını hissetmiştim. Aynı arabanın içinde dörtlüleri yakmış bir halde ilerlerken, o ormanın derinlerini ararken ben karlı tepeleri hayal etmiştim.
"Dur."
Midem bulanmıştı, kafamda kurduğum acılara gebe kalmıştım haftalar önce. Kapıyı açtığım gibi yolun kenarına çıkarttım içimde acıdığım ne varsa. Nasıl olduğumu bile sormadan kapıları kilitleyip sürmeye devam etti. "Biliyor musun hala barışacağımızı umarak arıyorum onu."
Yüzümü yüzüne dönemedim, sessizce akıp giden bozuk asfaltın çizgilerini izlemeye başladım. Midem dönmeye devam ediyordu o sırada, kendimi tuttum yine. "Barışmayı umuyorsan, önce benimle konuşmayı bırakman gerekiyor bence." dedim buna katlanamazdım artık. Korku dolu bir kahkaha patlattı "Hemen de yanlış anladın, seni kırmak istememiştim." Yol boyunca susmak istedim, tek bir kelime daha çıkamazdı, kenetledim dudaklarımı ve sadece onu dinledim.
Bir daha sevmemek için yemin etmiştim ve yeminimi onunla bozamazdım. Bozmaya kalksam bile kovuğuna oturacak dilimler çoktan boğazıma düğümlenmişti. Kalan son dakikalarımızı bir şarkı ile taçlandırmak istediğini anlamıştım. Konuşmasına bir dakika bile ara vermemişti.
Dün gece yastığa başımı koyduğumda hayalini kurduğum anların hiç birini anlatamazdım ona. Gerçi hayatımda olup biten hiç bir şeyi anlatamazdım, en azından benim için doğru olmazdı. Bir eli direksiyona yön verirken diğer eli elimin üzerinde aşık olduğu kadını anlatmayı sürdürdü. Nasıl anlatabilirdim ki? Dizlerimin titremesine engel olmaya çalışıyordum, gözlerimi gözlerine asla değirmedim. Daha fazla kirlenemezdi hayallerim.
Sonunu bilmeden ilerlettiği sözcüklerinin arasına bir es verdim parmaklarımla.
"Ben hamileyim..."
"Dur."
Midem bulanmıştı, kafamda kurduğum acılara gebe kalmıştım haftalar önce. Kapıyı açtığım gibi yolun kenarına çıkarttım içimde acıdığım ne varsa. Nasıl olduğumu bile sormadan kapıları kilitleyip sürmeye devam etti. "Biliyor musun hala barışacağımızı umarak arıyorum onu."
Yüzümü yüzüne dönemedim, sessizce akıp giden bozuk asfaltın çizgilerini izlemeye başladım. Midem dönmeye devam ediyordu o sırada, kendimi tuttum yine. "Barışmayı umuyorsan, önce benimle konuşmayı bırakman gerekiyor bence." dedim buna katlanamazdım artık. Korku dolu bir kahkaha patlattı "Hemen de yanlış anladın, seni kırmak istememiştim." Yol boyunca susmak istedim, tek bir kelime daha çıkamazdı, kenetledim dudaklarımı ve sadece onu dinledim.
Bir daha sevmemek için yemin etmiştim ve yeminimi onunla bozamazdım. Bozmaya kalksam bile kovuğuna oturacak dilimler çoktan boğazıma düğümlenmişti. Kalan son dakikalarımızı bir şarkı ile taçlandırmak istediğini anlamıştım. Konuşmasına bir dakika bile ara vermemişti.
Dün gece yastığa başımı koyduğumda hayalini kurduğum anların hiç birini anlatamazdım ona. Gerçi hayatımda olup biten hiç bir şeyi anlatamazdım, en azından benim için doğru olmazdı. Bir eli direksiyona yön verirken diğer eli elimin üzerinde aşık olduğu kadını anlatmayı sürdürdü. Nasıl anlatabilirdim ki? Dizlerimin titremesine engel olmaya çalışıyordum, gözlerimi gözlerine asla değirmedim. Daha fazla kirlenemezdi hayallerim.
Sonunu bilmeden ilerlettiği sözcüklerinin arasına bir es verdim parmaklarımla.
"Ben hamileyim..."